8 Şubat 2013 Cuma

İncir Kuşları- Sinan Akyüz




İncir Kuşları, okurunu arka kapağında yazan “bu kitapta yazılan her şey gerçektir” ibaresi ile etkilemeye başlıyor.  Kitap kullandığı dil itibarı ile  kolay ama bazı yerlerde yaşanan olayların gerçekliğinden dolayı okunması son derece zor ve ağır.
1992-1995 yılları arasında Bosna’da yaşanan savaş ve tüm dünyanın bu savaşa kayıtsız kalması.
Türk ve Müslümanlara yapılan işkenceyi okudukça bunun bir savaş değil bir nevi soykırım amacı taşıdığını hissediyorsunuz. Kitabın başkahramanı Suada, adı gibi güzel, çekici bir Müslüman genç kız ve âşık olduğu Müslüman bir adamla evlilik planları yaptığı esnada savaşın boy göstermesiyle başlayan acı dolu hikâyesi.  Suada’nın savaş başladıktan sonra, kendisine âşık olan Hristiyan Sırp’ın eline düşmesi ve hayat boyu unutamayacağı acıları tatmasını gözlerinizde yaşlarla okuyacaksınız.
Kitaptan altını çizdiğim bazı cümleler…
“Yeteri kadar sabrı olan taşları bile eritir” S-13
“ Aşırı kıskançlık aşkın hastalıklı halidir.” S-32
“Çektiğimiz bu acılara dünyanın seyirci kalması beni en çok şaşırtan şeydi.” S-164
“Aslında hepimiz öldürülmüştük. Sadece bedenlerimiz henüz toprağa gömülü değildi.” S-266

1 yorum:

  1. Gerçekten acı bir hikaye...Gerçek olmasıda cabası...Gidip görmek istediğim yerler arasına girde Bosna :))

    YanıtlaSil