22 Temmuz 2013 Pazartesi

Oğullar ve Rencide Ruhlar - Alper Canıgüz


5 yaşında bir çocuk düşünün… İsmi Alper Kamu, anaokuluna gitmekten nefret ediyor. Okumayı çözmüş olması bir yana en sevdiği yazarlar Oğuz Atay, Dostoyevski ve çerez niyetine Nietzsche. Büyümüş de küçülmüş deyimi onun için fazla hafif kalıyor. Bu akıllı olduğu kadar serseri ve baş belası olan ufaklık bir gün mahallesinde bir cinayete tanık oluyor ve kendi kendine bu cinayeti çözmek için araştırmalarına, delilleri toplamaya başlıyor. Alper Canıgüz yazarken zorlandı mı bilemem ama ben okurken çok eğlendim. Serinin devamı olan Cehennem Çiçeği isimli kitapta okunacaklarımın arasında yerini aldı bile.
 
Altını çizdiklerim;
“Neticede ahlak, herkese üç aşağı beş yukarı aynı şekilde davranabilmek değil midir?” S- 24
 
“Gerçek acı sessizdir. Bir huzurevi gibi.” S- 85
“Zaten insanlığa dair kavrayışımızı biraz daha ileri götürmeyecekse bir cinayeti çözmek neye yarar ki?” S- 87
“Adalet denen şey bir yalandan ibaretti. İnsanlar suç işledikleri için değil suç işlememesi gerektiği için cezalandırılıyordu. Sistem gaddarca bir caydırıcılık üstüne kurulmuştu.” S- 118
“Kafanızı ezmesini beklediğiniz biri sizi kucaklayıverirse onu kendinize dünyadaki herkesten daha yakın hissederseniz. Ayrıca insanın zihnindeki iyi/kötü kategorilerini altüst etmek beyin yıkamanın birinci koşuludur.” S- 120
Arka Kapaktan;
Beş yaş insanın en olgun çağıdır; sonra çürüme başlar.
Ben Alper Kamu, birkaç ay önce beş yaşıma bastım.
Alper Canıgüz, kıvrak ve sürükleyici diliyle, beş yaşındaki çocuğun içine düştüğü bir hikâyeyi anlatıyor. Yaşının avantajıyla her yere girip çıkan, hem filozof hem fırlama bir oğlan… Hikâyeyi ve karakteri çevreleyen semt hayatı ve mahalle atmosferi de, bizzat karakter katıyor anlatıda…
Polisiye, fantastik ve mizahi edebiyatın tatlarını ustaca kaynaştıran, olağanüstü özgün, çok iddialı bir kitap…
 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder