9 Mayıs 2014 Cuma

Asma Pansiyon - Işıl Şenol




 
Işıl Şenol’un ilk romanı Asma Pansiyon, özellikle bir yazarın ilk romanını okurken heyecanlanırım. Bu roman da heyecanlandırdı beni. Ayrıca kapağına da bayıldığımı iletmek isterim. Romanın kurgusu güzeldi. Anne ve babası arasında sorunları olan Defne’nin erkek arkadaşından da bir darbe yemesi sonucu Bozcaada’da bulunan ve Madam Yenola tarafından işletilen Asma Pansiyon’da kendisini bulmasını anlatan bir hikâyeydi. Pansiyonda sürekli yaşayan, hayattan kısa süreli kaçamaklar yapan insanlardan ve pansiyon sahibi Madam Yenola’nın gizemli hikâyesinden bahseden kitabı sevdim. Ancak bazı noktalar beni biraz sıktı, çünkü hikâyelerin birçoğu farklı insanlar tarafından aynı şekilde yazılmıştı. Mesela Madam Yenola’nın hikâyesi dört farklı kişiden ve hep benzer kelimeler ile anlatılmaktaydı. Sonları ise biraz klişe olmuştu diyebilirim. Bu kitabın sizi yormayacak tam bir tatil kitabı olduğunu düşünüyorum.

Altını çizdiklerim;

“Böyledir ama, insan, bazen istese de umudunu kaybedemez, kızsa da birden kopamazdı alıştığı şeylerden.” S- 41

“İnsan bazen bulunduğu ana gömülür, neler yaşadığını unuturdu.” S- 88

 Arka Kapaktan;

"Madam Yenola çiçekleri suladığı bakır tası nasıl yere düşürdüğünü, kapıya nasıl tutunduğunu fark etmedi. Tası yerden alıp "İyi misiniz?" diye soran kıza kibarca başını sallayıp odasına attı kendini. Yatağına uzandı,titreyen ellerini göğsünün üstünde birleştirdi.İçindeki yüksek ses "Biliyordum!" dedikçe onu susturmaya çalıştı. Aklından, kalbinden öyle çok şey geçiyordu ki vücudu taş kesilmişti. Mayıs ayının Bozcaadayı iyice ısıttığı günlerde, bağ bozumu yaklaşırken, öylece kaldı yattığı yerde. "İnsan ümidini kesince beklemeyi bıraktığı her şey gelir düşer kollarına" diyen dayısı, yine haklı çıkmıştı."

1 yorum:

  1. bir dönem çok fazla okundu bu kitap , aklımdaydı sonra araya başka bambaşka kitaplar girdi, yine not ediyorum ama hatırlatma için teşekkürler...

    YanıtlaSil