16 Ekim 2014 Perşembe

Mihmandar - İskender Pala


Eyüp Sultan’ın Peygamberimize mihmandarlık yaptığı dönemi akıcı bir dille anlatan bu kitaba bayıldım. İlk defa İskender Pala okuduğumu da belirtmek isterim. Kitapta birbirine geçen bir sürü karakter ve olay var ve kişileri tanıdıkça hikâyenin daha da içine giriyorsunuz. Kitapla ilgili en sevdiğim şey ise o dönemin Müslümanlığını anlatıyor olmasıydı. Konu sadece Eyüp Sultan değildi, ayrıca İstanbul’un fethine de oldukça büyük bir yer verilmişti. Tamamen iyi niyet odaklı ve açgözlülükten uzak durulmasını emreden, kalbin sevgi ile dolu olmasını savunan güzel dinimizin yanlış insanlar tarafından yönetilirse ne kadar kötü olabileceğinin de sinyallerini veriyordu. Kitapta bahsedilen hadislerin birçoğu yerinde kullanıldığı için daha anlamlı olmuştu.

Bana en çok neresini sevdin diye sorulsaydı, peygamberimizin evde konuk edildiği bölümleri ve hicret dönemi diye cevap verirdim.

Arka Kapaktan;

Peygamber'in mihmandârı! Bir arzun varsa yapayım. Bir vasiyetin varsa yerine getireyim!"

“Ey Emîr! Sakın Allah'ın dinini bozma, müminler arasına fitne girmesine müsaade etme. Askere adalet ile muamele eyle ve düşman karşısında can kaygusu çekme. Bana gelince, senden ve senin ait olduğun şu dünyadan hiçbir şey istemediğimi bil ve herkese böylece ilan et. Şurada can oynatan cengâverlerden son arzum odur ki Azrail (a.s) bize uğradıktan sonra na'şımı Konstantiniyye surlarına yakın götürsünler. O gün savaş hattı nerede oluşursa, bedenimi o noktaya kadar taşısınlar ve orada, savaşan mücahitlerin arasında beni defneylesinler. Ta ki atlarımızın ayakları bedenimi çiğnemiş olsun, Bizans dokunamasın. Ayrıca, eğer yapabiliyorlarsa, cenazemi kendi atımın arkasında bir sedyeye bağlayıp taşısınlar. Tıpkı Kutlu Nebi'yi getiren Kusvâ'nın Medine'de bizim hanemizi bulduğu gibi o da benim için nereye gideceğini ve nerede duracağını bulacaktır."

1 yorum:

  1. okunmayı bekleyen kitaplarım arasında ama elim bir türlü gitmedi:( tanıtım için teşekkürler:)

    YanıtlaSil