Okuduğum en ilginç konulu
kitaplardan birisidir Körlük. Saramago’nun ironi dili ise her zaman ki gibi
muhteşem. Bir gün adamın biri birdenbire kör oluyor ve önce o adamla etkileşim
halinde bulunan insanlar, daha sonra ise bulaşıcı bir şekilde yayılan körlüğü
anlatan roman ülkenin nasıl bir karmaşaya sürüklendiğinden bahsetmekteydi. İlk kör olan
insanların bir eve kapatılması sonrasında buradaki yaşam şartları ve
sıkıntıları ise okudukça yüreğimi sıktı. Bir nevi toplama kampı ortamı olan bu
yaşam merkezinde yaşananlara detaylı bir şekilde yer verilmişti. Sanırım bu
kitabın devamı Görmek isimli kitap, en kısa zamanda okunacaklarımın arasında
çoktan yerini aldı. Çok iyi kitaplardan birisi diyebileceğim bu kitabı mutlaka
okumalısınız.
Altını çizdiklerim;
“Dikkat edilmeyince fark edilmeyen özürler,
sözü edilir edilmez göze batmaya başlar”
“Yapacağımız her hareketten önce
ciddi olarak düşünmeye başlasak, vereceği sonuçları önceden kestirmeye
çalışsak, önce kesin sonuçları, sonra olası sonuçları, sonra rastlantısal
sonuçları, daha sonra da ortaya çıkması düşünülebilecek sonuçları düşünmeye
kalkarsak, aklımıza bir şey geldiğinde bulunduğumuz yere çakılır, hangi yöne
olursa olsun bir adım bile atamazdık.”
“Ölüm karşısında hınçların
şiddetini ve zehrini yitirmesi beklenir. Buna karşın nasırlaşmış kinlerin hiç
eskimediği ve bunun kanıtlarına edebiyatta ve yaşamda bol bol rastlandığı ileri
sürülür ki bu da doğrudur.”
“Hepimizin zayıf anları olur ve
ağlama yeteneğimizin olması bizim için şanstır, gözyaşları bizi çoğu kez huzura
kavuşturur.”
“Sonradan kör olmadığımızı
düşünüyorum, biz zaten kördük, gören körler mi, gördüğü halde görmeyen körler”
Arka Kapaktan;
'Körlük', 1998 yılı 'Nobel
Edebiyat Ödülü' sahibi Portekizli yazar Jose Saramago'nun son yıllarda yazdığı
en etkileyici kitap. Araba kullanmakta olan bir adam, yeşil ışığın yanmasını
beklerken ansızın körleşiyor. Körlüğü, başvurduğu doktora da bulaşır. Bu
körlük, bir salgın hastalık gibi bütün kente yayılır; öldürücü olmasa da tüm
ahlâki değerleri yok etmeyi başarır. Toplum, görmeyen gözlerle cinayetlere,
tecavüzlere tanık olur. Ayakta kalabilenler ancak güçlü olanlardır. Koca kentte
körlükten kurtulan tek kişi, göz doktorunun karısıdır. Portekiz'in yaşayan en
önemli yazarı olan Jose Saramago, bu çarpıcı romanında körlük olgusunu bir
metafor olarak kullanmış, basit imgelere, sıradan sözcük oyunlarına
başvurmadan, yoğun bir anlatımla, anlatıcının ve kahramanların konuşmalarını
ortaklaşa bir monologa dönüştürerek, kurgunun evrenselleşebilmesi açısından
kişilere ad vermeksizin liberal demokrasinin insanları sürüklediği sağlıksız
ortamı olağanüstü bir ustalıkla yaratmıştır. Çağdaş dünya edebiyatının bu ünlü
adının öteki yapıtlarını da yakında Can Yayınları arasında bulacaksınız.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder