Bu kitap sevgili blogger
arkadaşım Kitap Kurdu Serpil’in hediyesi. 2010 yılında Nobel Edebiyat
Ödülü’nünde sahibi kendisi J
tek kelime ile yazarın bilgi birikiminin içinde kaybolduğumu söylemek
istiyorum. Yazar genç bir yazara bir romanı nasıl yazması gerektiği konusunda
öğütler veriyor, biçim ve anlatım olarak nelere dikkat edilmeli, karakterler
nasıl oluşturulmalı vs. Ayrıca sürekli başka romanlardan ve önemli yazarlardan
da örneklendirmeler yapıyor. Bu kitap okunması gereken bir sürü yazar ve kitap
listesi yaptırdı bana. Bazı kitapları okuduğum için yazarın tam olarak ne
anlatmak istediğine daha hâkim olabildim ancak diğer yazarları da okusaymışım
kitaptan çok büyük bir haz yaşayacakmışım. Bu sebeple belki bir yıl sonra bu
kitabı tekrar elime alacağıma eminim.
Altını çizdiklerim;
“Kurmacalar yaratmak her ne kadar
zararsız da görünse, özgürlüğü kullanmak ve o özgürlüğü engellemek isteyen
(dindar ya da laik) kişilere karşı sesini yükseltmektir. Bütün diktatörlüklerin
– faşizmin, komünizmin, İslami kökten dinci rejimlerin, Afrika’daki veya Latin
Amerika’daki askeri yönetimlerin- sansür denen deli gömleğini zorla giydirerek
edebiyatı kontrol etmeye çalışmalarının sebebi budur.”
“roman tekniğinin doruk noktası
budur işte: görünmezliğe ulaşmak; renk, heyecan, incelik, güzellik ve
telkinlerden inşa edilen öykünün yetkinliği sayesinde okuyucuya romanın
varlığını unutturmak, kendini kitap okuyormuş gibi değil de, bir anlığına da
olsa yaşamın yerine geçmeyi başaran bir kurmacada yaşıyormuş gibi
hissettirmek.”
“Kurmaca, yaşanmış yaşamdan
farklı bir yaşamdır; yaşanmış yaşamın sağladığı malzemeleri kuşanan kurmacanın
yokluğunda gerçek yaşam daha da çirkin ve sefil bir hal alır.”
Arka Kapaktan;
Edebiyat aklı ve sağduyuyu
çalıştırır; edebi yaratıcılıktaysa bu unsurların yanında sezgiye, duyarlılığa
ve tahmine, hatta eleştirel bakışın ağından kurtulmayı her seferinde başaran
şansa bile yer vardır. İşte bu yüzden, yaratıcılık başkasından öğrenilmez;
yaratıcı olmanın tek yolu okumak ve yazmaktır. Gerisini insan kendi başına, pes
etmeden düşe kalka öğrenir.
Llosa Genç Bir Romancıya
Mektuplar'da roman sanatı hakkındaki düşüncelerini aktarıyor. Konu, biçim,
üslup, zaman, mekân, anlatıcı, karakter, gerçeklik gibi unsurları kapsamlı ve
çarpıcı örneklerle incelemekle kalmıyor, yazım sanatıyla yaşam arasındaki
ilişkiyi de sorguluyor.
2010 Nobel Edebiyat Ödülü sahibi
yazar, edebiyat tutkusunun filizlendiği Peru'daki gençlik günlerinden başlayan
on iki mektupta, Miguel de Cervantes, Gabriel García Márquez, Jorge Luis
Borges, Julio Cortázar, James Joyce, Gustave Flaubert, Virginia Woolf, Ernest
Hemingway, Alain Robbe-Grillet, Herman Melville, Marcel Proust ve Franz
Kafka'nın da aralarında bulunduğu birçok yazarın eserlerini ve fikirlerini ele
alıyor, hem genç romancılar için bir yol haritası çıkarıyor hem de roman
sanatına aşina olanların alışkanlıklarını gözden geçirmelerini öneriyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder