20 Şubat 2015 Cuma

Zorba- Nikos Kazancakis


Ne zamandır okumayı planladığım kitaplardan birisiydi Zorba. Filmini de kitabını okumadan izlemedim, şimdi rahat rahat izleyebilirim. Zorba maden işlerinde çalışan bir adam ve bir gün Patron için çalışmaya başlıyor. Patron Zorba’nın dünya görüşünden ve fikirlerinden inanılmaz etkileniyor ve bu iki insanın sohbetleri bir ziyafet gibi biz okuyucuların önüne seriliyor. Zorba için herhangi bir kural yok hayatta, dünyadaki en önemli şey doğa, yemek ve kadınlar onun için, tüm bu önceliklerinin de kendince bir felsefesi var onun kafasında. Patron ise Zorba’nın tam tersi bir karakter, okuyor, yazıyor, çalışıyor. Bizler gibi her şeyi zamanında ve plan dâhilinde yapıyor. Bu sebeple iki karakter birbirinden çok farklı. Onların dostluğu ise özenilecek türden. Kitabın sonunda ise gülmekten kendimi alamadım, açıkçası fikir olarak birçoğumuzun Zorba ama gerçek hayatta Patron olarak hayatımızı sürdürdüğümüzü düşünüyorum. Bu kitabın filmi çekildi ve özellikle müzikleri ile ayrıca ünlü oldu, şimdi en kısa zamanda filmini izlemeliyim.

Altını çizdiklerim;

“İnsan, soyu için, Tanrı için, kendini bir düşünce uğruna feda mı etmelidir?”

“Mutluydum; biliyordum bunu. Bir mutluluğu yaşarken onu kavramamız zordur; ancak o geçip de arkamıza baktığımız zaman, birdenbire biraz da hayranlıkla, ne kadar mutlu olduğumuzu anlarız.”

“Zorba’nın mektubunu okuduktan sonra bir zaman kararsız kaldım. Kızmam mı, gülmem mi, yoksa hayatın kabuğunu, mantığı, ahlakı, namusu aşarak lezzete varan bu eski adamı hazla seyretmem mi gerektiğini bilemiyordum.”

Arka Kapaktan;

Zorba adlı bu romanı, onun kendisiyle giriştiği bir tür sessiz hesaplaşma sayılabilir. Geçmişin, elden kayıp giden zamanın ve insanın temel yanılgılarının bir kez daha gözden geçirilmesidir bu roman. Zorba aracılığıyla Kazancakis özyaşamının yenilgiler ve soru işaretleriyle dolu bir bilançosunu çıkarır. Bu bağlamda ele alınınca, bu roman, Zorba ile yazarın yaşam öykülerinin çizili sınırları arasında sonsuz atkı ve çözgülerle sokunmuş büyülü bir kumaştır, denebilir; baştan sona sürekli bir arayışı, sonu gelmez çabaları yansıtan bir kanaviçedir; insanı arayışın serüvenidir...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder