8 Nisan 2015 Çarşamba

Görmek - Jose Saramago


Körlük romanının devamı olarak belirtilen bu kitap tipik Saramago alaycılığı ile eleştirel kalemini konuşturduğu romanlardan birisi olarak nitelendirilebilir. Olaylar adı bilinmeyen bir ülkede bir seçim günü başlıyor. İlk seçim tarihinde aşırı yağmur yağdığı için kimse oy kullanmaya gitmiyor ve tekrarlanan seçim sonucu tam bir kafa karışıklığı yaratıyor. Çünkü seçime katılım oranı neredeyse %99 civarında iken seçim sonuçlarının %85’i beyaz oy olarak çıkıyor. Oy kullanma görevini hemen her vatandaş yerine getiriyor ancak kimse beyaz oy verdiğini ya da vermediğini söylemiyor. Bunun üzerine paniğe kapılan hükümet insanlara baskıcı bir tavır sergilemeye başlıyor, çünkü bu eylemin hükümete sessiz bir protesto olduğunun farkına varıyorlar.
Saramago’nun bu türdeki romanlarının her dönemde her ülkeye uygun olabileceğini ve her okurun evet benim ülkemde de aynı sıkıntılar var diyebileceğini düşünüyorum. Benim için hiç eskimeyen yazar ve romanlardan birisi olacağına eminim.
Altını çizdiklerim;
Baskıcı düzenler altında, ezici diktatörlüklerin baskısı altında yaşadığınız dönemlerde olduğu gibi yine başkaldıracaksınız belki, ama boşuna heveslenmeyin, tepenize şiddetle binecekler, ayrıca sizi oy vermeye de çağırmayacaklar, çünkü artık seçim yapılmayacak, belki yapılacak ama o seçimler vaktiyle hor gördüğünüz seçimler gibi bağımsız, temiz ve dürüst olmayacak ve bu böylece sürüp gidecek, ta ki benimle ve halkın hükümetiyle birlikte sizi kendi yazgınızla baş başa bırakmaya karar vermiş olan silahlı kuvvetler, sizi kendi yarattığınız canavardan kurtarmaya gelinceye kadar.
Çekmiş olduğunuz tüm acıların boşa gittiğini, inadınızın bir işe yaramadığını göreceksiniz, işte o zaman artık çok geç olduğunu, hakların yalnızca içinde geçtiği söylemde ve ister anayasa, ister yasa, ister herhangi bir yönerge olsun, üzerine yazıldığı kağıt üzerinde hak olduğunu anlayacaksınız, o hakların ölçüsüz ve yerli yersiz kullanılmasının en istikrarlı toplumu bile altüst edebileceğine aklınızın yattığını tanrı bana gösterecek umarım ve nihayet, önemli olanın iyi niyet olduğunu, bizim o haklara, asla somut ve gerçekleştirilebilir gerçekler olarak değil, yalnızca, gerçekleşme olasılığı bulunan şeylerin simgesi gözüyle baktığımızı anlayacaksınız.
Arka Kapaktan;
Adı belirsiz bir ülkenin başkentinde seçim günü bardaktan boşanırcasına yağmur yağmaya başlayınca kimse oy atmaya gitmez. Öğleden sonra yağmur durunca, saat tam dörtte, seçmenler sanki emir almışçasına sandıkların başına koşarlar. Ama sandıklar açıldığında, kullanılan oyların yüzde 83'ünün boş olduğu ortaya çıkar. Bunun bozguncu bir grubun, dahası uluslararası bir anarşist örgütün işi olduğunu düşünen hükümet olağanüstü hal ilan eder. Yıllar önce kenti saran "körlük salgını"ndan kurtulan tek kişinin bu olayla bağlantılı olduğundan kuşkulanılır. "Beyaz veba"nın öteki kentlere de yayılmasını önlemek için başkent abluka altına alınır, bir polis komiseri "suçlular"ı bulmakla görevlendirilir.
Nobel Edebiyat Ödülü sahibi José Saramago'nun Körlük'ten sonra kaleme aldığı Görmek, demokrasinin kırılganlığı ve hükümetlerce saptırılması üstüne şaşırtıcı bir taşlama. Günümüz edebiyatının üslup ustasından derin bir çağ eleştirisi.

2 yorum:

  1. Farkındalık pis bir şeydir. Yazılarımda da çokça bahsetmiştim. Altını çizdiklerim kısmında yazılanlara çok benzer şeyleri söylemiştim. Cidden dünyayı değiştirmek ideali imkansız bir uğraş bu da insanı umutsuzluğa sürüklüyor. Kaçışı delilikte ya da ölümde arıyor. Halbuki sanırım kendi küçük çevremiz için bir şeyler yapmak ve kendimizi değiştirmekten başlamalıyız. Bunu yapabilirsek zaten büyük bir iş başarmışızdır.

    YanıtlaSil
  2. Merhaba, böyle bir etkinliğim var katılır ve duyurursanız çok sevinirim =)
    http://manolyadan.blogspot.com.tr/2015/04/kitap-okuma-etkinligi.html

    YanıtlaSil