Geçen yıllarda okuduğum Millenium
Serisinin 4. Kitabının çıktığını öğrendiğimde çok şaşırdım, çünkü bildiğim
kadar ile Ejderha Dövmeli Kız ile başlayan serinin yazarı Stieg Larsson vefat
etmişti. Bu kitap onun efsanesi devam ettirmek üzere yine bir İsveçli yazar
tarafından kaleme alınmış. Bu detayı öğrendiğimde biraz canım sıkıldı çünkü
taklit edilecekmiş gibi hissettim ancak sonuç hiçte umduğum gibi olmadı, yazar
David Lagercrantz çok başarılı bir kitap çıkarmış ortaya.
Wasp adı altında dünyaca ünlü olan bir bilgisayar hackerı Lisbeth Salander ve Millenium dergisinin sahibi araştırmacı gazeteci Mikael Blomkvist’in yolları yine bir cinayet ve araştırma dosyası üzerinde çalıştıkları esnada çakışır. Bu sefer hikâyede bir de savant olan bir otistik çocuk da var. August sorunlu bir çocuk ama bir dahi, sayılarla arası inanılmaz iyi, dehşet ötesinde resimler çizebiliyor ancak kimse ile konuşmuyor. Bu çocuğun bir cinayete tanıklık etmesi ile başlayan heyecanlı, tam bir film tadında bir roman. Serinin diğer kitaplarına nazaran biraz daha tekniğe girilmiş, matematik ve formüllerle dolu ancak bu okuyucu sıkmıyor. Ben en çok Blomkvist ve Salander’ın arasındaki güven ilişkisine bayılıyorum.
Wasp adı altında dünyaca ünlü olan bir bilgisayar hackerı Lisbeth Salander ve Millenium dergisinin sahibi araştırmacı gazeteci Mikael Blomkvist’in yolları yine bir cinayet ve araştırma dosyası üzerinde çalıştıkları esnada çakışır. Bu sefer hikâyede bir de savant olan bir otistik çocuk da var. August sorunlu bir çocuk ama bir dahi, sayılarla arası inanılmaz iyi, dehşet ötesinde resimler çizebiliyor ancak kimse ile konuşmuyor. Bu çocuğun bir cinayete tanıklık etmesi ile başlayan heyecanlı, tam bir film tadında bir roman. Serinin diğer kitaplarına nazaran biraz daha tekniğe girilmiş, matematik ve formüllerle dolu ancak bu okuyucu sıkmıyor. Ben en çok Blomkvist ve Salander’ın arasındaki güven ilişkisine bayılıyorum.
Altını çizdiklerim;
"Zekânın kendisi kestirilebilir
bir şey değil. İnsan zekâsının bizi nereye götüreceğini bilemiyoruz. Süper zekânın
ne yapacağını ise hiç kestiremeyiz."
"İktidar denilen şeyin, özellikle
de denetimden uzak iktidarın insanı ahlaken çökerteceğini bizzat kendileri
tecrübe etmişlerdi. En vicdansız, en rezil hacker saldırılarının, isyankarlar
ya da yasa dışı hayat süren bireyler tarafından değil, halkı kontrol etmeye
çalışan devasa devletler tarafından yapıldığını da çok iyi bilir ve bundan hiç
hoşlanmazlardı."
Arka Kapaktan;
Halkı gözetleyenler, en sonunda
halk tarafından gözetlenirler.
Lisbeth Salander, Amerikan Ulusal
Güvenlik Dairesi NSA'in ağını hacklemiş ve çok önemli bazı bilgiler edinmiştir.
Ejderha dövmeli kızın adaletsizliğe karşı duyduğu öfke hiç sönmeyecek bir alev
gibidir, özellikle de o ateşi daha da harlayacak birtakım devlet sırlarını ele
geçirdikten sonra.
Mikael Blomkvist, gecenin bir
yarısı yapay zekâ konusunda uzman Profesör Balder'den gizemli bir telefon alır.
Millennium'u içine düştüğü zor durumdan kurtaracak bir haberin kokusunu alan
Mikael, profesörle görüşmeye gittiğinde örümceklerle dolu bir ağın içine
düştüğünü fark eder. Ve işte böylece yıllar sonra
Lisbeth'le yolları yeniden
kesişir.
Korumak için öldürmeye hazır
biri…
Gerçeklerin birbirine dolandığı
bir ağ…
Ve avının peşini asla
bırakmayacak bir örümcek.
Millennium serisi dördüncü
kitabıyla bomba gibi geliyor. Örümcek ağına düşmeye hazır olun!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder