7 Ocak 2016 Perşembe

Örümcek Ağındaki Kız - David Lagercrantz


Geçen yıllarda okuduğum Millenium Serisinin 4. Kitabının çıktığını öğrendiğimde çok şaşırdım, çünkü bildiğim kadar ile Ejderha Dövmeli Kız ile başlayan serinin yazarı Stieg Larsson vefat etmişti. Bu kitap onun efsanesi devam ettirmek üzere yine bir İsveçli yazar tarafından kaleme alınmış. Bu detayı öğrendiğimde biraz canım sıkıldı çünkü taklit edilecekmiş gibi hissettim ancak sonuç hiçte umduğum gibi olmadı, yazar David Lagercrantz çok başarılı bir kitap çıkarmış ortaya. 

Wasp adı altında dünyaca ünlü olan bir bilgisayar hackerı Lisbeth Salander ve Millenium dergisinin sahibi araştırmacı gazeteci Mikael Blomkvist’in yolları yine bir cinayet ve araştırma dosyası üzerinde çalıştıkları esnada çakışır. Bu sefer hikâyede bir de savant olan bir otistik çocuk da var. August sorunlu bir çocuk ama bir dahi, sayılarla arası inanılmaz iyi, dehşet ötesinde resimler çizebiliyor ancak kimse ile konuşmuyor. Bu çocuğun bir cinayete tanıklık etmesi ile başlayan heyecanlı, tam bir film tadında bir roman. Serinin diğer kitaplarına nazaran biraz daha tekniğe girilmiş, matematik ve formüllerle dolu ancak bu okuyucu sıkmıyor. Ben en çok Blomkvist ve Salander’ın arasındaki güven ilişkisine bayılıyorum.

Altını çizdiklerim;

"Zekânın kendisi kestirilebilir bir şey değil. İnsan zekâsının bizi nereye götüreceğini bilemiyoruz. Süper zekânın ne yapacağını ise hiç kestiremeyiz."

"İktidar denilen şeyin, özellikle de denetimden uzak iktidarın insanı ahlaken çökerteceğini bizzat kendileri tecrübe etmişlerdi. En vicdansız, en rezil hacker saldırılarının, isyankarlar ya da yasa dışı hayat süren bireyler tarafından değil, halkı kontrol etmeye çalışan devasa devletler tarafından yapıldığını da çok iyi bilir ve bundan hiç hoşlanmazlardı."

Arka Kapaktan;

Halkı gözetleyenler, en sonunda halk tarafından gözetlenirler.

Lisbeth Salander, Amerikan Ulusal Güvenlik Dairesi NSA'in ağını hacklemiş ve çok önemli bazı bilgiler edinmiştir. Ejderha dövmeli kızın adaletsizliğe karşı duyduğu öfke hiç sönmeyecek bir alev gibidir, özellikle de o ateşi daha da harlayacak birtakım devlet sırlarını ele geçirdikten sonra.

Mikael Blomkvist, gecenin bir yarısı yapay zekâ konusunda uzman Profesör Balder'den gizemli bir telefon alır. Millennium'u içine düştüğü zor durumdan kurtaracak bir haberin kokusunu alan Mikael, profesörle görüşmeye gittiğinde örümceklerle dolu bir ağın içine düştüğünü fark eder. Ve işte böylece yıllar sonra 
Lisbeth'le yolları yeniden kesişir.

Korumak için öldürmeye hazır biri…

Gerçeklerin birbirine dolandığı bir ağ…

Ve avının peşini asla bırakmayacak bir örümcek.


Millennium serisi dördüncü kitabıyla bomba gibi geliyor. Örümcek ağına düşmeye hazır olun!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder